Geçtiğimiz dönemi ikinci bitirerek Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynama talihi elden eden Fenerbahçe lig biter bitmez Portekizli dünyaca ünlü teknik yönetici Jorje Jesus’u açıklamıştı. Ön eleme maçları öncesi transfer çalışmalarını süratli sürdüren sarı lacivertli idare birinci olarak Lincoln Henrique ve Bruma’yı takımına kattı.
HAZIRLIKLAR TÜM SÜRATİYLE DEVAM EDİYOR
Dinamo Kiev ile Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı oynayacak Fenerbahçe, şimdiye kadar iki hazırlık maçı yaptı. Şkupi ile 2-2 berabere kalan sarı lacivertliler 2. maçta Tirana kadrosunu 4-0 yendi. Bir yandan Şampiyonlar Ligi ve döneme hazırlık yapan Fenerbahçe’de bir yandan da transfer çalışmaları tüm süratiyle devam ediyor.
ALİ KOÇ VAZGEÇTİ
Stopere yerli desteği düşünen Fenerbahçe, Konyaspor’dan Abdülkerim Bardakcı’yı listesine aldı. Bir müddet görüşmeleri sürdüren Fenerbahçe’de Lider Ali Koç bu transferden vazgeçti. 27 yaşındaki futbolcu daha sonra Galatasaray’a imza attı. Abdülkerim transferi sonrası Milliyet Gazetesi’nden Ercan İtimat, Fenerbahçe’nin yeni yapılanması ve Abdülkerim’le ilgili çarpıcı bir yazıya imza attı.
“JESUS ‘BİLDİĞİNİZ GİBİ’ DEĞİL…”
Sadece Fenerbahçe’de değil; “patronu çıldırıp” kasayı patlatarak “büyük vücut yabancı hoca” ithal eden her kulüpte, nasıl gelirdi işin devamı?
Dipsiz kuyu gibi! Eldeki takıma falan aldırmazdı lütfedip gelmiş teknik yönetici. Talepleri ya imzadan evvel konmuş olurdu masaya ya da hocanın iç cebinden çıkardı: “Yıldız topla benim için” !..
Afalladık Jorge Jesus’u görünce…
Adam “çilekle” falan girişmedi işe. Evvel pastanın kremasını, hamurunu düzeltmeye, süsüne değil lezzetine odaklanmaya kalktı.
Hazırlık maçında korneri Novak’ın başına çarptırarak gol atan Lincoln adrese pasları garantiye almak, Bruma ve -muhtemel transfer-Emre Mor iki kanada birer turbo motor takmak değil mi?
Kim itiraz edebilirdi ki, çift haneli/altı sıfırlı Euro’luk bir yahut iki santrafora?
Peki Konyasporlu Abdülkerim Bardakçı transferine “çok pahalı” diye taş koymasına ne demeli?
Bildiğiniz üzere değildi Jesus… Karşıt köşe olduk resmen. Toplumsal medya da aykırı köşe, medyada çığlıklarla koldan kısma uçarak rol çalmaya çalışan yorumcu Tarzanlar da.
“Gıkını” çıkarmıyor kimse.
Aslında, “zaten Fenerbahçe orta alanı bayram arifesi Anadolu Otogarı üzere, Lincoln nereden çıktı” diyecekler fakat Hoca’nın mesleğine bakıp yutkunuyorlar.
Veya Arda Güler üzere Fenerbahçe hassas noktasından girip, “17 yaşındaki üstün yeteneği emekli etmeye mi çalışıyor” diyecekler, zıt yüz olmaktan çekiniyorlar.
Bekliyorlar ki, Dinamo Kiev elemesinde bir arıza çıksın… “Neden vaktinde santrafor almadın, bir aya yakın alışma müddetlerini çöpe attın” demeye o vakit yürek edecekler.
Yahu, üst üste hazırlık maçları oynuyor Fenerbahçe… Alanda taraftarın üstünü çoktan çizdiği, ismini bile güç hatırladığı futbolcular. Toplamı 43 esasen. Küçük bir kasabanın telefon rehberi üzere.
Normalde, çıldırır çilekçiler!.. Lakin makul ve mantıklı münasebetler üretiyorlar:
Neden eleğin altına düşenleri bir sefer daha denetim ediyor Jesus?
Birincisi, varsa işine fayda bir performans ziyan etmemek için. Zira kendinden öbür kimse bilmiyor onun oyun usulünde işe yarayacak olanı.
İkincisi, kalemi kırıp “güle güle” demek, yenileri istemek kolay… Lakin futbolda adalet diye bir kavram var ve bir teknik yöneticisi ustalık mertebesine taşıyan meziyetlerin en üst sıralarındadır adalet.
Adı Jorge Jesus olmasa, “bu adam eski defterleri karıştırarak vakit harcıyor” eleştirisi çoktan düşmüştü toplumsal medya ile medyadaki Tarzanların eline.
Ama meslek ve deneyim “hop dedik” dedirtiyor.
Zaten “büyük beden” hocalara da büyük paralar biraz bu yüzden veriliyor ve onlar, biraz da bu dokunulmazlık sayesinde başarılı oluyor.
Lakin, artık yutkunup iki düşünüp bir konuşanlar, somut bir aksaklıkta dillenirler ve yutkunmak Hoca’ya, Başkan’a kalır.
Jesus bildiğimiz üzere değildir ve Jesus’un modeli bize yabancıdır kısacası.
Maya tutarsa, başta Fenerbahçe tüm futbolumuzda transfer tekniği ile yabancı hoca-kulüp ilgileri değişir. Öncelik, grubu sırtlayacak “vitrin adamdan” grubun daha güzel çalışmasını sağlayacak dişlilere geçebilir. Popülaritesini aldığı skorlarla kazanacak modeller, o modele yatkın hocalar seçilir.
Tutmazsa… Hem Fenerbahçe’ye hem de bize hiç yabancı değildir ünlü hocaların gerisine teneke bağlamak.
Hatta ne kadar ünlüyse o kadar zevkle yaparız bildiğiniz gibi!
Geçtiğimiz dönemi ikinci bitirerek Şampiyonlar Ligi’nde ön eleme oynama talihi elden eden Fenerbahçe lig biter bitmez Portekizli dünyaca ünlü teknik yönetici Jorje Jesus’u açıklamıştı. Ön eleme maçları öncesi transfer çalışmalarını süratli sürdüren sarı lacivertli idare birinci olarak Lincoln Henrique ve Bruma’yı takımına kattı.
HAZIRLIKLAR TÜM SÜRATİYLE DEVAM EDİYOR
Dinamo Kiev ile Şampiyonlar Ligi ön eleme maçı oynayacak Fenerbahçe, şimdiye kadar iki hazırlık maçı yaptı. Şkupi ile 2-2 berabere kalan sarı lacivertliler 2. maçta Tirana kadrosunu 4-0 yendi. Bir yandan Şampiyonlar Ligi ve döneme hazırlık yapan Fenerbahçe’de bir yandan da transfer çalışmaları tüm süratiyle devam ediyor.
ALİ KOÇ VAZGEÇTİ
Stopere yerli desteği düşünen Fenerbahçe, Konyaspor’dan Abdülkerim Bardakcı’yı listesine aldı. Bir müddet görüşmeleri sürdüren Fenerbahçe’de Lider Ali Koç bu transferden vazgeçti. 27 yaşındaki futbolcu daha sonra Galatasaray’a imza attı. Abdülkerim transferi sonrası Milliyet Gazetesi’nden Ercan İtimat, Fenerbahçe’nin yeni yapılanması ve Abdülkerim’le ilgili çarpıcı bir yazıya imza attı.
“JESUS ‘BİLDİĞİNİZ GİBİ’ DEĞİL…”
Sadece Fenerbahçe’de değil; “patronu çıldırıp” kasayı patlatarak “büyük vücut yabancı hoca” ithal eden her kulüpte, nasıl gelirdi işin devamı?
Dipsiz kuyu gibi! Eldeki takıma falan aldırmazdı lütfedip gelmiş teknik yönetici. Talepleri ya imzadan evvel konmuş olurdu masaya ya da hocanın iç cebinden çıkardı: “Yıldız topla benim için” !..
Afalladık Jorge Jesus’u görünce…
Adam “çilekle” falan girişmedi işe. Evvel pastanın kremasını, hamurunu düzeltmeye, süsüne değil lezzetine odaklanmaya kalktı.
Hazırlık maçında korneri Novak’ın başına çarptırarak gol atan Lincoln adrese pasları garantiye almak, Bruma ve -muhtemel transfer-Emre Mor iki kanada birer turbo motor takmak değil mi?
Kim itiraz edebilirdi ki, çift haneli/altı sıfırlı Euro’luk bir yahut iki santrafora?
Peki Konyasporlu Abdülkerim Bardakçı transferine “çok pahalı” diye taş koymasına ne demeli?
Bildiğiniz üzere değildi Jesus… Karşıt köşe olduk resmen. Toplumsal medya da aykırı köşe, medyada çığlıklarla koldan kısma uçarak rol çalmaya çalışan yorumcu Tarzanlar da.
“Gıkını” çıkarmıyor kimse.
Aslında, “zaten Fenerbahçe orta alanı bayram arifesi Anadolu Otogarı üzere, Lincoln nereden çıktı” diyecekler fakat Hoca’nın mesleğine bakıp yutkunuyorlar.
Veya Arda Güler üzere Fenerbahçe hassas noktasından girip, “17 yaşındaki üstün yeteneği emekli etmeye mi çalışıyor” diyecekler, zıt yüz olmaktan çekiniyorlar.
Bekliyorlar ki, Dinamo Kiev elemesinde bir arıza çıksın… “Neden vaktinde santrafor almadın, bir aya yakın alışma müddetlerini çöpe attın” demeye o vakit yürek edecekler.
Yahu, üst üste hazırlık maçları oynuyor Fenerbahçe… Alanda taraftarın üstünü çoktan çizdiği, ismini bile güç hatırladığı futbolcular. Toplamı 43 esasen. Küçük bir kasabanın telefon rehberi üzere.
Normalde, çıldırır çilekçiler!.. Lakin makul ve mantıklı münasebetler üretiyorlar:
Neden eleğin altına düşenleri bir sefer daha denetim ediyor Jesus?
Birincisi, varsa işine fayda bir performans ziyan etmemek için. Zira kendinden öbür kimse bilmiyor onun oyun usulünde işe yarayacak olanı.
İkincisi, kalemi kırıp “güle güle” demek, yenileri istemek kolay… Lakin futbolda adalet diye bir kavram var ve bir teknik yöneticisi ustalık mertebesine taşıyan meziyetlerin en üst sıralarındadır adalet.
Adı Jorge Jesus olmasa, “bu adam eski defterleri karıştırarak vakit harcıyor” eleştirisi çoktan düşmüştü toplumsal medya ile medyadaki Tarzanların eline.
Ama meslek ve deneyim “hop dedik” dedirtiyor.
Zaten “büyük beden” hocalara da büyük paralar biraz bu yüzden veriliyor ve onlar, biraz da bu dokunulmazlık sayesinde başarılı oluyor.
Lakin, artık yutkunup iki düşünüp bir konuşanlar, somut bir aksaklıkta dillenirler ve yutkunmak Hoca’ya, Başkan’a kalır.
Jesus bildiğimiz üzere değildir ve Jesus’un modeli bize yabancıdır kısacası.
Maya tutarsa, başta Fenerbahçe tüm futbolumuzda transfer tekniği ile yabancı hoca-kulüp ilgileri değişir. Öncelik, grubu sırtlayacak “vitrin adamdan” grubun daha güzel çalışmasını sağlayacak dişlilere geçebilir. Popülaritesini aldığı skorlarla kazanacak modeller, o modele yatkın hocalar seçilir.
Tutmazsa… Hem Fenerbahçe’ye hem de bize hiç yabancı değildir ünlü hocaların gerisine teneke bağlamak.
Hatta ne kadar ünlüyse o kadar zevkle yaparız bildiğiniz gibi!
