Kolektif çalışma anlayışını benimsediğini vurgulayan, Metro Han’da buluştuğumuz Aslan ile yeni sanat yerlerini ve bu yerlerde nasıl bir üretim süreci olacağını konuştuk.
- Şu an Metro Han’dayız. Siz misyona gelmeden evvel tamamlanmış bir proje burası fakat asıl değerli olan nasıl bir program ile ilerleyecek ve sanatkarlar ya da sanat öğrencileri buraları kullanmak istediklerinde bir fiyat ödeyecekler mi?
Evet sizin de söylediğiniz üzere buradaki Metro Han üzere kültür varlıklarının bu formda restore ettiği yerlerin, kültürel hayata kazandırılması aslında başlı başına, benden evvel başlamış ve çok hakikat da yürüyen bir şey! İşte bu alan, kendi onarımını görmüş, artık de sanatkarlarıyla buluşmuş bir alan.
Buradaki temel perspektif, yakın vakitte standın dışında yeni bir program başlayacak; Metro Han Günlükleri diye! Sanat buluşmaları, şiir matinesi, konserler vs. özel programlarla Metro Han, kendi vizyonunu yansıtarak sonrasında ise asıl buradaki en kıymetli maksatlardan biri yani kültürel alanların faaliyete geçirilmesindeki bizim en önemsediğimiz şey kültürün demokratikleşmesi, kültür hakkının demokratikleşmesi!
HALKA VE SANATKARA AÇIK!
Ve… Hayır fiyat ödemeyecekler. Bir program dahilinde! Kültürü yönetme biçimimizden bahsetmek lazım burada! Kültürü yönetme biçimimizin kendisini bağımsızlaştırmaya çalışıyoruz. Sıkıntımız o! Burayı bizlerin yönettiği değil, sanatkarların, öğrencilerin, iştirakçilerin yönettiği yerler hale getirmek! Ona nazaran kendi programlarını, kendi içerisinde yapabilecek inisiyatifleri oluşturabilmek.
- ‘Kültür hakkının demokratikleşmesi’ derken neden bahsediyorsunuz?
Bir, halkın, vatandaşın kültüre her türlü biçimde ulaşabilmesi, bunu bir hak olarak, her formda bilhassa fakir bölümler de dâhil olmak üzere… Biz bunun için çalışıyoruz ve bunu da başarıyoruz diye düşünüyorum.
HAYDİ GELİN!
- “Kültür hakkının demokratikleşmesi” sanatçı için de geçerli!
Evet aslında, ikinci olarak da kültür çalışanlarının, kültür işçilerinin, kültür kurumlarının bu alanlarda bir şeyler üretebilmesi.
Bizim temelde baktığımız şey, bizim ürettiğimiz ve bizim yaptığımız “Hadi sizde buyurun gelin” dediğimiz bir şeyden fazla üretecek sistemlerin, yani tiyatrocuların, ressamların, heykeltıraşların bu alanları bağımsız bir formda kullanabilir hale gelmesi temel maksadımız bu!
Açtığımız alanların kullanılması bizim için çok önemli! Yani şurada bir prova stüdyosunu yapalım gelsinler provalarını yapsınlar. Tiyatro alanları en kıymetli problemlerden biri… Tiyatroların hakikaten üç dört tane İstanbul’daki temel problemini çözdükten sonra geriye bir şey kalmıyor. Nedir; prova alanları istiyorlar bizden, bunu sağlamak zorundayız. Oyun oynayacak sahneler istiyorlar.
‘PROVA ALANLARI AÇTIK’
Bol bol sahne açacağız lakin “o sahneyi de açtım gel sen kirala” üzere yaptığınızda da olmuyor. Sahnelerinizi, prova alanlarınızı açmak üzere yükümlülükleriniz var ki kısmen bunları başladık yapmaya! Fatih’te Ali Buyruğu Efendi Kültür Merkezi’nin bir alanını prova alanı olarak açtık.
Burada Metro Han var, Casa Botter açılıyor, Kenter Tiyatrosu, Muammer Karaca, Beyoğlu Sineması muazzam bir kültürel sıçrama alanına geldik. Tükenmeye başlamış olan kültürel kimliğini buranın, yine kazandırmak fakat bunu biz olarak yapabilmek. O kişi, bu kişi, yöneten, sistem, erk değil. Daima birlikte oturup konuşabildiğimiz, birlikte karar verebildiğimiz, iştirakçilere açabildiğimiz bir biçimde oturup sanatkarlarla, inisiyatiflerle yapabilmek ki bunlar bu türlü, paket üzere tık tık açıldıkça siz de göreceksiniz.
KENTER TİYATROSU’NDAKİ SORUN TEKNİK!
- Tiyatrocuların sahneye gereksinimleri var. Lakin buna karşın, uzun bir müddettir Kenter Tiyatrosu’na çivi çakılmadı ya da Muammer Karaca Tiyatrosu verilen tarihte bitecek mi? Bu mevzuda ne söylemek istersiniz?
Kenter Tiyatrosu, teknik olarak benim alanım değil. Zira teknik bir konusu da var oranın. Benim sorunum, tıpkı burada Metro Han’da olduğu üzere onarımı tamamlanan kültür ve sanat alanlarının kullanma meselesi! Muammer Karaca Tiyatrosu için son tarih Şubat 2024 olarak görünüyor.
MUAMMER KARACA TİYATROSU!
Kenter Tiyatrosu için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bir açıklama borçlu olduğunu düşünüyorum. Bizleri, kamuyu aydınlatıcı detaylı bir açıklama gelirse bu bizler için bir soru işareti olarak bir kenarda durmaz, açıklamaya nazaran sorularımız şekillenir.
Muammer Karaca Tiyatrosu’na gelecek olursak verilen son tarih 2024’ün şubat ayı. Hatta sahne ismi düşünüldü mü bilmiyorum. Genco Erkal Sahnesi olursa ne kadar yerinde bir karar olur.
Tiyatro için bize yapılan açıklama ise şöyle;
- Olası İstanbul sarsıntısında yıkılma riski taşıyan betonarme kısmının yıkılarak tekrar inşa edilmesi.
- Mevcut dikdörtgen sahne yerine, koltuk tertibi ve sahne görüş açısıyla milletlerarası standartları yansıtan, çağdaş mimari özelliklerine sahip yeni kuşak bir sahne tasarlandı.
- Salonun seyirci kapasitesi, 168 kişilik parter ve 43 kişilik balkonuyla toplamda 211 şahsa ulaşacak.
- Yatay ve düşey hareket edebilen döner sahne, aşağı üst hareket edebilen orkestra çukuru…
- Mevcut akustik tavan panelleri korundu.
- Tarihi tonozlu yer ise stant alanı olacak.
